BAŞKENTLİĞİN ARDINDAN YENİŞEHİR

Geçen haftaki yazımızda Osmanlıların Yenişehir’i kurmadan önceki yıllarını ve Yenişehir’i kurup başkent ilan etmelerini yazmıştık. Bu hafta kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyorsa Yenişehir’in başkent ilan edilmesinin ardından şehirde oluşan hareketlilikten bahsetmeliyiz. İçte tam bağımsız dışta ise Konya Selçuklu Hükümdarlığı’nın uç beyi olarak görünen Kayı aşiretinin lideri Osman Gazi’nin en büyük hedefi Bursa ve İznik kalelerini ele geçirmekti. Bunun için yaptığı plana göre ise bölgedeki tüm yolların kesiştiği nokta olan Köprühisar kalesini öncelikli olarak zapdetmesi gerekiyordu. Köprühisar kalesinin alınması Bursa ve İznik kalelerinin alınması için yapılacak fetih girişimlerini de kolaylaştıracaktı. Lakin Köprühisar üzerine yapılan birkaç cenk denemesi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Osman Gazi’nin yeni düşüncesi ise bölgede yeterince güçlü olan ve hasmı olarak kabul ettiği İnegöl Tekfuru’nun da önünü keseceğini düşünerek İnegöl, İznik, Bursa ve Köprühisar kalelerinin orta yerinde bulunan ovada yeni bir şehir kurmaktı. O yıllarda ova bataklık ve sineklik olmasına rağmen savaş alanlarına yakınlığı ve askeri yönden sefer hazırlıklarına müsaitliğiyle Osman Gazi’nin dikkatini çekmişti. Bu amaçla da 1301 (İlk kez Abdülhamit zamanında yapılan bir araştırmaya göre de 27 Ocak 1300) yılında ovada şehri kurdu. Ve adını da Yenişehir koydu. (Kendü Yinişehr’e vardı. Yanında olan gâzilere evler yapdurdı. Anda duraklandı. Anun adını Yinişehir kodılar. – Aşıkpaşa Tarihi-) Kurulan bu şehri de aşiretinin daha doğrusu yeni beyliğinin başşehri ilan etti. Bu noktaya kadar aşiret olarak kabul edilen Osmanlı da böylelikle devletliğe adım atmış oldu. Yenişehir’in kurulması ve başşehir ilan edilmesi kışın kışlaklarda yazın yaylaklarda yaşayan Kayı’ları yerleşik düzen hayatıyla da tanıştırmış oldu. Yeni başşehir de kısa zaman içerisinde öncelikle imarlaşma hareketleri başladı. Çevre tekfurlardan gelen işinin ehli yetenekli ustalar tarafından yapılan görkemli binalar şehirde hızla artmaya başladı. Dört bir yana külliyeler, hamamlar, camiler, medreseler ve çarşılar yapılıyordu. Osman Gazi tarafından savaşlarda büyük fedakârlıklar gösteren silah arkadaşlarına verilen arazilerde evlerin yapılmasına başlanmıştı. Dört ay gibi kısa bir zaman içerisinde başşehre yakışan imarlaşma hareketleri tamamlandı. Tamamlanan imar hareketlerinin ardından eskiden beri süregelen Oğuzların bir geleneği gereği Osman Gazi tarafından dirlik hakları dağıtımı yapıldı. Bu durumda yeni beyliğin yöneticisi olarak kendisi oğlu Alaaddin’i yanına alarak Yenişehir’de kaldı. Kardeşi Gündüz Bey’e Eskişehir’i, oğlu Orhan Bey’e Karacahisar’ı, Hasan Alp’e Yarhisar’ı, Turgut Alp’e İnegöl mıntıkasını verdi. Kayınpederi Edebali ve zevcesi Malhatun’a da Bilecik yöresinin aşır ve resmi gelirlerini bıraktı. (Karacahisâr sancagı kim ana İnöni dirler, oglı Orhan’a virdi ve sübaşılıgını karındaşı Gündüz’e virdi. Yarhisâr’ı Hasan Alp’a virdi. Bu dahı bi yarar yoldaş-ıdı, kendü-y-ile bile gelmiş-idi. Eynegöl’i Turkut Alp’a virdi. Şimdiki hînde dahı adı anılur ol azîzün. Eynegöl yöresinde köyleri var kim ana Turkutili dirler. Ve kayınatası Edebalı’ya Bilecük’ün hasılın tîmâr virdi. Ve hem hatunını atası-y-ıla Bilecük’de bile kodu. Kendü Yinişehr’e vardı. – Aşıkpaşa Tarihi - ) Kendisi için Yenişehir’de bir saray inşa ettirdi. Osmanlının ilk sarayı olan bu yerde ikamet etmeye ve yeni devletini buradan yönetmeye başladı. Artık Osmanlılar öteden beri devam eden göçebe hayatını bırakmış yerleşik düzene geçmeye başlamışlardı. Yapılacak olan yeni seferlere Yenişehir’de hazırlanan Osmanlı ordusu, seferlere de buradan çıkıyordu. Dolayısıyla şehirde gözü pek silahşorlar ve yiğitler çoğalmaya başlamıştı. Daha önce fethedilen yerlerde yaşayan halkta Osman Gazi’ye daha yakın olabilmek için Yenişehir’e göç ediyordu. Giderek nüfusu artan şehir etrafta cazibe merkezi olmaya başlamıştı. Artan nüfus şehrin pazarına da yansıyor; pazara alışverişe gelenlerin sayısında büyük artışlar gözleniyordu. Beyliğini İslam buyrukları doğrultusunda yöneten Osman Gazi’nin adil yönetim anlayışı etrafta yayıldıkça çevre Hıristiyan tekfurluklarındaki halk dahi pazar görmeye Yenişehir’e gelir olmaya başlamıştı. Yenişehir’de yaşanan bu hareketli günlerin devam ettiği dönemde Konya’dan gelen bir haber beylik içerisinde büyük bir sevinç yaşanmasına sebep oldu. Konya Selçuklu Devleti hükümdarı 2. Gıyasettin Mesud Osman Gazi’ye beyliğin tam bağımsızlığının nişangâhı olan tuğ, sancak davul ve makkara yollamıştı. Konya’dan gelen bu hediyeler ile içteki tam bağımsızlık dışta da geçerli hale gelmişti. Osman Gazi ilk iş olarak daha önce Karacahisar’da yarı bağımsız iken Kayınpederi Edebali’nin mürit ve bacanağı Dursun Fakıh’a okutulan hutbeyi Yenişehir’de okuttu. Böylelikle de bir anlamda ilk kez Yenişehir’de devletliğini ilan edip tam bağımsız olarak ilk Cuma hutbesini de okutmuş oldu. Okutulan bu hutbe aslında Osmanlının devlet olarak tarih sahnesine çıkışlarının resmen ilanıydı. Yenişehir Osman Gazi’nin 1326 yılında Bursa’yı almasına kadar geçen süre zarfında beyliğe başkentlik yaptı. Bu dönem içerisinde çeşitli olaylara tanıklık etti. Yeni beyliğin kurulması ve yönetim anlayışının belirlenmesi gibi birçok konuya şahit oldu. Osman Gazinin hayattaki son günlerini yaşadı. Yaşama gözlerini yummadan önce oğlu Orhan Gazi’ye yaptığı o ünlü vasiyeti duydu. Osmanlıların kuruluş dönemindeki birçok olaya ev sahipliği yaptı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder