OSMANLI VE YENİŞEHİR’İN ALINMASI

Bugün Yenişehir tarihine dair yazılı kaynaklarda bilinen en eski tarih 1231 yılında Konya Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat’ın İznik İmparatorluğuna açtığı savaşta Yenişehir ovası üzerinden sefere çıkmasıyla başlar. Osmanoğulları ailesinin tarih sahnesine çıkmasında mihenk taşıda kabul edilen bu savaşta İznik İmparatorluğu Rumeli Aktar Tatarlarını da yanına alarak Yenişehir Ovası’nda üç gün süren zorlu bir savaşa girerler. Teodor Laskaris idaresindeki İznik İmparatorluğunun büyük kayıplar vermesiyle zorlu savaş sonuçlanır. Yenişehir ovasında yapılan bu savaştan sonra Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat doğudan Moğol’ların Selçuklu topraklarına girdiğini haber alarak Konya’ya geri döner. Fakat dönmeden önce bu savaşın kazanılmasında büyük rol alan ve savaş meydanında kahramanlıklar gösteren Ertuğrul Gazi ve silah arkadaşlarına minnet duygularını belirtir. Bu duyguların karşılığı olarak ta kendilerine Söğüt ve Karacahisar’ı vergilerinin ödenmesi koşuluyla ödül olarak verir. Selçuklu sultanının bu davranışı Ertuğrul aşiretini bölgede yarı bağımsız bir konuma getirir. Bu yarı bağımsızlık olayının ardından Ertuğrul Gazi Karacahisar’da adına hutbe okutmaya başlar. Böylece Ertuğrul Gazi ve çevresindekiler aşiretlikten terfi edip Selçuklu hükümdarının bir uç beyi olarak tarih sahnesindeki yerini alırlar. Bu açıdan da bakıldığında içte tam bağımsız dışta Selçuklu idaresinde yarı bağımsız bir duruma geçmiş olurlar. 1231 yılında İznik imparatorluğu ile yapılan bu savaşın ardından Ertuğrul Gazi ve yandaşları yayılımcı ve savaşçı bir politika izleyerek çevre tekfurlara saldırılar düzenlemeye devam ederler. Batı sınırında İznik İmparatorluğundan gelecek saldırılara kendilerini güvende hisseden Selçuklu ise bu durumlardan dolayı kendini güvende duymaktadır. Nitekim Ertuğrul Gazi’de bu güveni sarsacak bir girişimde bulunmamaktadır. Günden güne bölgede hatırı sayılır bir güç haline gelmeye başlarlar. Selçuklu yönetimiyle de bağlılıkları eskiyle aynı oranda devam eder durur. Babası Ertuğrul Gazi’nin ölümünden sonra aşiretin başına geçen Osman Gazi’de ataları gibi savaşçı ve yayılımcı bir ruh taşımaktaydı. İlk yıllarda babasından aldığı mirasla aşiretinin liderliğini yapan Osman Gazi Selçuklu Bey’i ile arasındaki ilişkideki politikayı babasıyla aynı paralellikte izledi. Fakat Osman Gazi’nin ileriye dönük planları ve stratejisi bambaşkaydı. Özellikle 1261 yılında İznik İmparatorluğunun idari yapısını İstanbul’a taşıması ve Bitinya olarak tabir edilen bölgede bulunan Tekfurlarının zayıflamaya başlamış olması Osman Bey’i iştahlandırıyordu. Kayınpederi Edebali’den dolayı o dönemde Anadolu’da söz sahibi olan Ahi teşkilatı da destekçisiydi. Tüm bunların yanında Selçuklu hükümdarının ölümünün ardından yerine kimsenin getirilmemiş olması işleri daha da kolaylaştırıyordu. Amacı Selçuklu idaresinde yarı bağımsız ve göçebe olarak yaşayan aşiretini beyliğe dönüştürmekti. Osman Gazi’nin bu fikrini gerçekleştirmesi için öncelikli olarak İznik ve Bursa’yı alması gerekiyordu. Bu doğrultuda yolların çakıştığı yer olan Köprühisar’ı almak istiyordu. Köprühisar o dönemde bölgede önemli bir yerleşim yeri konumundaydı. Bazı tarihçilerin hem fikir olduğu konu o tarihte Yenişehir diye bir yerleşim yeri olmadığı yönündeydi. Bir başka kanıya göre ise Köprühisarın fethi gerçekleşmiş olsaydı kesinlikle başşehir burası yapılacaktı. Nitekim Köprühisar kalesi bir dere kenarında kuru ve verimli toprakların sahibiydi. Ayrıca doğuya giden ipek yolu üzerindeydi. Buraya defalarca kez sefer düzenleyen Osman Gazi kaleyi ele geçirmekte başarısız oldu. Kendisine göre bu kalenin alınması için henüz erkendi. Daha fazla kayıp vermenin kendilerini güçten düşüreceğine inana Osman Gazi Köprühisar’ın fethini ertelemeye karar verdi. Osman Gazi’nin düşüncesine göre Köprühisar’ın alınamaması İznik kuşatması için engel değildi. Bu doğrultuda İznik’e sefer başlattığı sırada Bizans’tan yardımcı kuvvet geldiğini duyunca kuşatmayı yarıda bıraktı. Lakin İznik’in zaptına doğru bir adım olması amacıyla İnegöl – İznik – Köprühisar ve Bursa arasında bulunan ovada bir Türk şehri kurdurdu. Bu konu Aşıkpaşa tarihinde “Yenişehir'e gitti. Yanındaki gazilere evler yapıverdi. Orda durur oldu." Şeklinde geçer. Neşri ise Osman Gazi’nin Yenişehir’e gelmesini anlatırken “Kendü Yini-Şehir’e varup tahtgah idindi. Yanında olan gazilere evler buyurdı. Mamur itdi.” Der. Ve Osman Gazi burayı kendisine karagah merkezi ilan etti. Başka bir deyişle Oğuzların Kayı boyu aşiretinin baş şehri yaptı. Buraya kadar Yenişehir’in Osmanlılar Yenişehir’i almadan önce bölgedeki durumlarından ve şehri almalarından bahsettik. Osmanlı kaynaklarının tümü bütün olarak incelenirse Yenişehir’in yeni kurulmuş bir şehir olduğundan da bahsedilir. Fakat aksi görüş olarak burasının mevcut olan bir şehir olup fetih yoluyla alındığından da bahsedilir. Fakat bizce bu konu tartışma götürür araştırılması gerekli bir konudur. Biz ileriki yazılarımızda bu konu ile ilgili görüşleri de detaylandırıp gün yüzüne çıkaracağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder