YENİŞEHİR’DE İLK OSMANLI KANUNU

Osmanlılar fethettikleri şehirlere veya ülkelere medeniyeti ve bunun yanında birçok yeniliği yanlarında götürmüşlerdir. Bu gün her tarihçinin hem fikir olduğu konu Osmanlılar tarafından alınan şehirlerde gözle görülür derecede değişiklikler ve canlılıklar yaşanmıştır. Adil yönetim tarzları, insana insanca değer vermeleri, haklıyı haksızdan ayırmaları Osmanlının diğer medeniyetlerden ayrılan en büyük özelliklerini teşkil eder.
Yenişehir’in Osmanlılar tarafından kurulmasının ardından da şehirde büyük hareketlilikler yaşanmıştı. Şehrin nüfusu her geçen gün aldığı göçlerle daha da kalabalıklaşıyordu. Yeni kurulan bir şehir olmasına rağmen herkesin dilinde dolaşan bir kent olmaya başlamıştı. Kısa zaman içerisinde sadece Osmanlıların değil çevrenin başkenti misyonunu kazanmıştı. Çevresindeki diğer kalelere nazaran daha fazla cazibe sahibi olan Yenişehir’de en büyük hareketlilik pazar yerinde görülüyordu. Osmanlıların daha önce fethettiği yerlerde yaşayan yerli halk dışında çevre tekfurluklarda yaşayan Hıristiyan kökenli halkta alış veriş yapmak amacıyla Yenişehir’e geliyordu. Bölgedeki ticari yolların kesiştiği nokta olması, ipek yolu üzerinde bulunması bunlara fazlasıyla etkendi. Fakat etken olan diğer bir neden de Kayı aşiretinin son zamanlarda almış olduğu askeri zaferler ve buralardan alınan ganimetlerde büyük çapta etkendi. Askeri zaferlerde kazanılan ganimetlerin savaşa katılanlara dağıtılması zengin halk kitlelerine sebep olmaya başlamıştı. İnsanların mal alım satımlarında Yenişehir’i tercih etmeleri bir çok kesimin dikkatini çekiyordu.
Osmanlının kuruluş döneminde çevre pazarlarda yaygın olarak alınan bir vergi sistemi mevcuttu. “Bac” adını taşıyan bu vergi sisteminde pazara satış amacıyla getirilen malların karşılında belirli bir oranda bedel toplanırdı. Osmanlıların yeni kurulmuş bir devlet olması nedeniyle halkından aldığı bir vergi sistemi yada kanun halini almış bir hükmü mevcut değildi. Osmanlıların bilmediği bu vergi sisteminde çoğunlukla toplanacak olan bu vergilerin toplanma işi şahıslara satılırdı.

YENİŞEHİR’DE YAŞANAN BİR OLAY

Osman Gazi’de Yenişehir’in kurulmasının ardından bir gün burada kurulan pazar yerinde gezmekteydi. Germiyan Beyliği taraflarından gelen bir adam yanına yaklaştı ve kendisine;
"- Beyim, beyim! Yenişehir'in pazar bac'ını bana satın!.."
Osman Gazi şaşırmıştı, ve o şaşkınlıkla;
"- Bac nedir be adam?"
"- Yani ki beyim, pazara her kim mal getirirse ondan akçe alayım!.."
"- Pazara gelenlerden alacağın mı vardır ki onlardan akçe alacaksın?"
"- Beyim! Bu töredir ki, ezelden beri bütün her yerde böyledir. Ben alır size veririm, siz de emeğimin karşılığını bana verirsiniz!"
"- Bir kişinin kazandığı başkasının olur mu be adam? Ben onun malına ne koydum ki akçesini alayım? Var git yanımdan da zararım dokunmasın!"
Adam korkmuştu ve etrafında bulunan kişilere yardım umar bir şekilde baktı. Osman Gazi’nin yanındakiler durumu kendisine izah ettiler. Osman Gazi Bey’in başına gelen bu olay konuyla ilgili bir kanun çıkmasına sebep oldu.
"Pazara bir yük getirip satan herkes iki akçe versin. Satamazsa, bir şey vermesin!"

Hemen her alanda adil yönetimi ile tanınan Kayı aşiretinin lideri Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi bu konu da da adil davranmasını bilmiş halkını ezdirmemiştir. Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında devletin her alanda ilklerinin yaşandığı yıllardı. Yıllardır tarih sahnesinde olan Kayılar göçebe halde yaşamaktayken yerleşik düzene geçiyorlar ve devletlerinin yönetim biçimlerini resmileştiriyorlardı. Yenişehir pazarında yaşanan Osman Gazi ile bir Germiyanlı arasında geçen bu olayın ardından Osmanlıların ilk kanunu şekillenmiş oldu. Pazar yerine gelenlerden alınacak bu vergi sistemi Osmanlıların ilk kanunu aynı zamanda da ilk vergilendirme sistemiydi. Bugünde belediyelerin pazarcı esnafından aldığı “işgaliye bedeli” bu tür bir vergi sistemidir.
İlerleyen yıllarda söz konusu kanun maddesi genişletildi. Osmanlılarda, atlı askerlere mülk olarak arazi veriliyordu ve bu araziye "Tımar" deniyordu. Tımar sahipleri belli sayıda asker beslemek ve savaş zamanlarında askerleriyle birlikte orduya katılmak zorundaydılar. Daha sonra, yukarıda sözünü ettiğimiz kanun maddesine, tımarla ilgili olarak şöyle bir hüküm eklendi: "Ve dahi her kimse tımar versem, elinden sebepsiz yere alınmaya. O kişi ölürse, tımarı oğluna sefere gidecek yaşa gelene kadar... Ve her kim bu kanuna uyarsa, Allah ondan razı olsun.”
……………
Osmanlıların kuruluş aşamasında ilk başkentlerinde yaptıkları teşkilatlanma bir cihan imparatorluğunun nüvesini oluşturuyordu. Kuruluş döneminde birçok ilke tanıklık etti Yenişehir Anlattığımız bu olayla da devletin ilk yazılı kanunu ilçemizde teşkil etmiş oldu. .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder