TARİH VE YERL TARİH ÜZERİNE

Tarih; geçmişte yaşayan insanların yaşam biçimlerini inceleyen bilim dalıdır. Olaylar arasında bağlantı kurarak araştırmalar yapan toplumsal olayları inceleyen kişi ise tarihçidir. Tanımında insanın yaşam biçimi deyimi geçtiğinden dolayı da tarihin konusu hakkında bir sınırlama yapmak mümkün değildir. Geçmişle ilişkili olarak politik, toplumsal, ekonomik ve insan yaşamında olabilecek tüm konularla yapar çalışmalarını. Bu günleri anlayabilmek ve yaşadıklarımızın değerini bilmek için içerimizde biraz da olsun tarih kültürünün yerleşmiş olması gerekmektedir. Ancak bu sayede günlük hayatta karşılaştığımız olayların sebep ve sonuç ilişkilerini doğru bir şekilde analiz etme imkânına sahip olabiliriz. Başka bir deyişle geçmişi ne kadar güzel analiz edebilirsek gelecekle ilgili değerlendirmelerimizi de o oranda sağlıklı yaparız.

Bugünü yaşayanlar; içerisinde yaşadıkları zaman diliminde kendilerine bir yer bulabilmek amacıyla geçmişlerini öğrenme ihtiyacı duyarlar. Tarih bugün birçok kimsenin anladığı şekilde mişli geçmiş zamanla alakalı değildir aslında. Her ne kadar tarih kelimesi geçmiş zamanları ifade edip, dünü araştırsa da düne ait olayları inceleyip geçmişin yorumlarını bugünle ilişkilendirir. Bu durumda geleceğimize ait beklentilerimizin şekillenmesinde bizlere sahip olduğumuz tarih bilinci yardımcı olur. Sözün kısası tarih bilinci dediğimizde yüzünü geçmişe dönmüş fakat aklını geleceğe vermiş bir düşünce sistemi anlaşılmalıdır. Kişi iyi bir tarih bilinci ile geçmişte yaşanmış olan yorumları güncelle bağdaştırıp geleceğe yönelik beklentileri ilişkilendirerek yaşamını bir sürekliliğe dönüştürebilir.

Buraya kadar anlatmaya çalıştığımız kısa ve yüzeysel olarak tarih kavramı ve tarihin kişi yaşamı üzerinde etkisi ile ilgili birkaç cümle idi. Peki tarihin kapsamı nedir? Bu konuda da birkaç satır yazmakta fayda var. Birçoğumuz tarih kelimesi telaffuz edildiğinde ulusal ya da uluslararası tarihimiz akla gelir. Genelimiz tarihi bu kapsam içinde düşünür. Peki, tarihin kapsamı bumudur sadece…? Hayır.

Hemen hepimiz okuduğumuz okullarda ulusal tarihimizi, uluslar arası tarihimizi, siyasi, askeri ve diplomatik tarihimizi okuduk öğrendik. Bunları bilmek bizlere yeter belki de. Zaten yukarıda sorduğumuz tarihin kapsamı ile alakalı soru çerçevesinde birçoğumuzun sayıp sıraladığı tarih kapsamı da bunlar değil midir.

Oysa kişiler ulusal ve uluslararası tarihimizi öğrenmenin yanında yakın çevresinde olanları da öğrenip bilmelidir. Her ne kadar iyi bir tarih eğitimi almış olsak dahi çevremizde geçmiş dönemlerde meydana gelen olayları bilmemek aldığımız tarih eğitimine büyük bir gölge düşürür bence. Belki birçoğunuz bu teorime katılmıyor olabilirsiniz ama tarih bir tümevarımdır. Yanı başımızda yaşanan olayları idrak edemeyenler bir ülke de yaşanan olaylar veya dünyada yaşanan olayları hiç mi hiç idrak edemezler.

Son dönemler de bahsettiğim bu yanı başımızda ki tarih başka bir deyişle yerel tarih kavramı hak ettiği önemi almaya başlamış bulunmaktadır. Bugün belli bir insan ve insan topluluğunun belirli bir döneminin araştırılması artık üniversitelerin tarih programlarına kadar girmiş bulunmaktadır. Kişinin kendi geçmişi kendi topluluğu ve ailesinin geçmişi o kişi üzerinde önemli bir etki haline gelmektedir. Bu geçmişi öğrenmek kişinin belleğini arttıracağı gibi yaşamı üzerinde de olumlu etkiler yapar.

Her köyün, her kasabanın ve her şehrin değişik zaman dilimleri içerisinde oluşan kent merkezleri mevcuttur. Bugün bu kent merkezi içerinde kalan insanların yaşam biçimlerini incelemek yerel tarihçilik olarak adlandırılır. Yerel tarihçi tarihin belki de en önemli kollarından biri olan kültür kavramını irdeler. “Kültür; toplum halinde yaşayan insanların kendi niyet, amaç, değer, ülkü çıkar gibi birikimleriyle gerçekleştirdikleri her şeydir.” Bu her şeyin içerisine ise dil, sanat, ahlak, siyaset gibi günlük yaşantıyı ilgilendiren birçok etmen yer alır.

Yerel tarihçi kentte bulunan tarihi eserleri inceler, yerel tarihçi kentte yaşamış ve kente mal olmuş kişileri inceler. Yerel tarihçi kentin geçmişte yaşanan sosyo ekonomik olaylarını inceler.

Kökeni çok eskilere dayanan tarih biliminin yerel tarih kavramında Bursa’da geçmişi 1870’li yıllara dayanır. 1871 yılında Tarih-i Bursa eseri yayınlanan İsmail Beliğ Efendi Bursa’nın ilk yerel tarih belgesini sunar bizlere. İsmail Beliğ Efendi ile aynı yıl Lamii Çelebi’nin Şehrengiz-i Bursa’sı yayınlanır. XX. Yüzyılın başında Anadolu’yu ziyaret eden Avrupalı seyyahların sayılarının artmasıyla 1903 yılında Musavver Rehber-i Seyyahin Bursa ve Civarı yayınlanır. Bu araştırmalar ve eserler 1911’de yayınlanan Abdülkadir’in Bursa Tarih Kılavuzu ile devam eder.

İlçemiz Yenişehir’de yerel tarih araştırmaları konusunda oldukça şanslı bir ilçedir aslında. 1964 yılında Yenişehir Öğretmenler Derneğince kurulan bir kurul “Yenişehir” isimli bir kitapçık çıkartır.1996 yılında Özdemir Şarman tarafından hazırlanan “Yenişehir’de Tarih”i 2001 yılında yine Özdemir Şarman tarafından hazırlanan “Bursa Yenişehir 1301-2001” isimli kitaplar takip eder. İlçemizle ilgili yayınlanmış veya yayınlanmamış eser sayısı tatmin edici bir düzeydedir bu yayınların yanında bahsetmeden geçemeyeceğim diğer bir güzellik ilçemizde yerel tarihe gönül vermiş kişilerin sayıca fazlalığıdır.

Tarihin kilometre taşlarında önemli bir dönüm noktası olan ilçemizde yerel tarihe verilen bu önem ilçemiz açısından da büyük bir şanstır.

Son söz, son cümle… Umarım yerel tarih konusunda bu denli şanslı olan ilçemiz tarih bilimi içerisinde de gerekli olan önemini alır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder